Mevlana Müzesi’nde saklanan Mevlana’ya ait kıyafetlerin restorasyon çalışmaları başladı. Müze müdürü Naci Bakırcı, restorasyonla Mevlana’nın boy ve kilosu hakkında fikir edindiklerini söyledi.
Mevlana Müzesi’nde özel sandıklarda saklanan Mevlana’ya ait kıyafetler, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle restore edilmeye başlandı. Restorasyon çalışmasında Şems-İ Tebrizi ile Mevlana’nın babası Bahaeddin Veled’e ait kıyafetler de onarılacak.
Müzenin koleksiyonundaki 22 kıyafetten 19’unun çok yıpranmış olduğunu ifade eden Mevlana Müzesi Müdürü Dr. Naci Bakırcı, “Mevlana Müzesi koleksiyonu çok özel bir koleksiyondur. Konya Mevlevi Dergahı’nın 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılması üzerine bakanlar kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüş özel bir müzedir” dedi.
Bakırcı şu bilgileri verdi:
“Hazreti Mevlana’nın vefatından günümüze kadar olan süreç içerisinde zenginler, devlet adamları ve hazreti Mevlana muhipleri buraya çok kıymetli eşyalar hediye etmiş. Bunlar müze olmadan önce de dergahta çok özenle saklanmış ve korunmuş. Örneğin hazreti Mevlana’ya izafe edilen bizim koleksiyonumuzda yer alan 22 tane kıyafet var. Gömlekler, cübbeler ve diğer kumaş örnekleri var. Bu kumaşlar şimdiye kadar çok tartışıldı. Selçuklu dönemi mi? Gerçekten hazreti Mevlana’ya ait mi? Bilim insanları ve sanat tarihçileri bunun üzerinde çok durdu ve muhtelif yayınlar yapıldı. Ama bizim elimizdeki son yıllardaki araştırmalarda enteresan yayınlarla karşılaştık. 2’nci Abdülhamid Han’ın vezirlerinden birisi 1890’lı 1901’li yıllarda Konya’ya sürülüyor.”
“Onun hatıratı yayınlandı. Orada diyor ki, ‘hiçbir tarikatta olmayan devamlılık, Mevlana dergahında vardı. Hazreti Mevlana’nın kıyafetlerini dervişler giyer, her Perşembe akşamı türbe önünde dua ederlerdi’ diyor. 1890 tarihli dergah sayım defterlerinde ise bu kıyafetlerin hazreti Mevlana’ya izafe edildiği, hazreti Şems’e ait bir kıyafet olduğu, Sultan Veled’in bir gömleği olduğu, hatta Mevlana’nın babası Sultan-ı Ulema’nın da bir kıyafeti olduğunu biliyoruz. Bu kıyafetlerin 16 tanesi çok kötü durumdaydı. Ama hazreti Mevlana’ya ait olması nedeniyle dergah içeresinde uzun süre saklanmış. Bu kıyafetler yüzyıllarca her hafta giyildiği için yıpranmış vaziyetteydi.”
19 kıyafetin restorasyon çalışmalarında 12’sinin tamamlandığını ifade eden Bakırcı, şöyle devam etti:
“Bizim müzemizde şu anda görev yapan 3 tane restoratör arkadaşımız var. Tekstil ve dokuma konusunda uzman arkadaşlar. Bakanlığımızdan gerekli izinler alarak, bu kıyafetlerin restorasyonuna karar verdik. Gerekli izinleri aldıktan sonra da kumaşlara hangi noktada nasıl müdahaleler yapalım konusunda karara varıldı. Çünkü müzecilerin görevi, bu kültür varlıklarını gelecek kuşaklara daha sağlıklı olarak aktarmaktır. 19 kumaşın neredeyse tamamının restorasyon ihtiyacı vardı.”
“Bir kısmı küçük dokunuşlarla hayata geçirildi, bir kısmı ise 5 aylık bir zamandır devam ediyor. Restorasyonu 1 yıl süren kıyafetler de var. Kumaşların aslına zarar vermeden, Selçuklu dönemi kumaşlarıyla karşılaştırıldı. Dünya müzesinde çok az da olsa Selçuklu Dönemi kumaş örnekleri var onlarla karşılaştırıldı.”
“Astarları, ve kumaşların cinsi belirlendi. Kumaşın özüne zarar vermeden, kimyasallar kullanılmadan bu kumaşları boyayarak onarıyorlar. Bu yıl Hazreti Mevlana’nın kıyafetlerinden oluşan bir sergiyi de aralık ayında açmayı planlıyoruz. Bu kıyafetler ilk kez ziyaretçilerle buluşacak. Şu ana kadar 12 tanesi tamamlandı.”
Mevlana’ya ait kıyafetlerin geniş bedenlerinin, bir makam kıyafeti olduğunu belirten Bakırcı, “Mevlevilerin kıyafetleri nasıldı? Biz sadece semazenlerin tennurelerini, haydarilerini biliyoruz. Ama cübbe, palto konusunda kıyafetleri bilmiyorduk. Kaftanlar kadar çok gösterişli olduğunu görmüyoruz. Kıyafetlere baktığımızda sanki hazreti Mevlana’nın çok iri bir yapıya sahip olduğunu sanıyoruz ama öyle değil. Bir üniversitedeki rektör cübbesi gibi, hakimlerin, avukatların cübbesi gibi bu kıyafetlerin de bir makam elbisesi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 800 yıldır saklanan bu kıyafetler onarımlar sayesinde tekrar gün ışığına çıkartılmış olacak” dedi.
Mevlana’nın kıyafetleriyle bazı bilgiler ışığında boyu ve kilosu gibi bilgilere ulaştıklarını ifade eden Bakırcı şunları kaydetti:
“”Hazreti Mevlana’nın 18’inci yüzyıldan itibaren, yapılmış olan minyatür resimler var. Bunlar bazı tanımlara göre yapılmış resimler. Mevlana’nın soluk benizli, renkli gözlü, 160-165 santim boy ve 60-63 kilogram civarında olduğunu bilebiliyoruz. Elbiselerin bu kadar geniş ve bol olmasının sebebi ise bir makam kıyafeti olduğunu düşünüyoruz. Mevlana’nın soluk benizli, renkli gözlü, 60-63 kilogram civarında olduğunu bilebiliyoruz.” (DHA)